19 Ocak 2011 Çarşamba

Geri Dönüş

Son sene dedik bağrımıza bastık, en acımasızı o çıktı. Ağız tadıyla rahat rahat okulumuzdaki son senemizi geçirmeyi beklerken, bu yılın bünyeyi en çok zorlayacak yıl olacağını tahmin edememiştim. Öyle zorlayacak ki, canımız ciğerimiz blogumuza bile yaklaşık iki ay boyunca herhangi bir şey karalatmayacak kadar.

Baktım yazdığım son üç yazı önemli günlerin anlam ve önemine binaen yazılmış yazılar(Öğretmen misiniz, Bu Bir Bayram Yazısı Değildir; Bu, İncecik Bir Veda Havasıdır, Saygıyla...), geri dönüşümüz de yine özel bir gün için olsun dedim. Özel bir gün, aynı zamanda da acı bir gün.


Geri dönüş dedik ama, aslında eski bir yazı ile yapılan bir geri dönüş bu, sadece hatırlatma amaçlı. Zira linkini vereceğim yazıyı 6 ay önce yazmış olmama rağmen, ne yazık ki halen güncelliğini koruyor ve bugün için de söyleyebileceğim yeni bir şey yok açıkçası.

Hrant Dink öldürüleli bugün tam 4 yıl oluyor, ben bu yazıyı yazalı da 6 ay olmuş. Bunlardan daha korkutucu olan da, daha nice 4 yıllar, nice 6 aylar geçecek ve yine de hiçbir şey değişmiş olmayacak. Çünkü hal ve gidişat bunu gösteriyor.

Peki geçen zaman içinde elimizde ne kalmış? Ben söyleyeyim; öldürülmüş bir gazeteci, çocuk sıfatıyla yargılanacak bir katil ve ucu bucağı olmayan bir mahkeme süreci. Bütün olay bundan ibaret. Buyrun bu da, güncelliğini koruduğunu söylediğim ve korkarım ki daha çok zaman koruyacak olan yazım:

http://superkursunsuz.blogspot.com/2010/07/dalga-gecer-gibi-mahkeme-sureci.html

Dönüşümüz böyle tatsız olsun, ileride nasıl olsa bi' ayar çekeriz. Şimdilik kalın sağlıcakla...