Artık şaşırıyor muyum? Tabii ki de hayır. Aksine ne zaman bu haberler sonlanır, artık ünlü sporcuların aldatma hikayeleri biter, o zaman meraklanırım işte. Dünyanın sonu mu geldi acaba diye?
Bu seferki kahramanımız Wayne Rooney. Manchester United ve İngiltere milli takımının en önemli oyuncularından biri. Karısı hamileyken bir eskort kızla defalarca birlikte olduğu ortaya çıktı. Sonrası bilindik hikaye zaten. Basın Rooney'i yerden yere vurdu, karısı evi terk etti falan filan işte..
Daha önce John Terry'nin, çok yakın arkadaşı Wayne Bridge'nin karısını nasıl arakladığını burada incelemiştik. Daha sonra, yine İngiliz futbolcu Ashley Cole'nin karısını aldattığı ortaya çıktı, arkasından da dünyaca ünlü golfçü Tiger Woods'un alemleri göz önüne döküldü. Aldatma konusunun ahlaki boyutunda herkes hemen hemen aynı şeyi düşünüyordur sanırım. Özellikle aldatılan taraf için hiç hoş olmayan bir durum. Hem de hamile bir kadını aldatmak savunulamayacak bir şey. Ama ben bu yazıda bu tür olaylara daha farklı bir açıdan bakmak istiyorum.
Aklıma Yavuz Turgul'un yazıp yönettiği, Şener Şen, Uğur Yücel ve Sermin Hürmeriç'in başrollerini paylaştığı, Türk sinemasının en önemli filmlerinden olan Muhsin Bey'den bir sahne gelir böyle olayları duyduğum zaman. Filmde Şener Şen'in canlandırdığı Muhsin Bey ile Uğur Yücel'in canlandırdığı Ali Nazik bir şarkı yarışmasına katılacaklardır. Yarışmadan bir gece önce, eğer kazanırlarsa para ödülünü nasıl değerlendireceklerinin hayalini kurarlar. Anadolu'nun bağrından kopan, İstanbul'a kaset çıkartıp para kazanabilmek için gelen Ali Nazik'in kurduğu hayaller, aslında bize çok şeyi göstermektedir. Etrafında bir sürü kadın hayal etmektedir Ali Nazik, önceden beri rüyalarına giren kadınlar, para ile birlikte artık koynuna girecektir. Para kazanmaya başlar başlamaz, gerçekleşmesini istediği en büyük hayali budur Ali Nazik'in. Bahsettiğim sahne aşağıdaki videonun ilk dakikasında geçmekte.
Peki Ali Nazik bu yolda yalnız mı acaba, ya da Wayne Rooney'e Ali Nazik'in parayı vurmuş hali diyebilir miyiz? Bence diyebiliriz. Henüz yirmili otuzlu yaşlarında çok yüksek rakamlarda para kazanan, alabildiğine ünlü ve göz önünde, istediğini anında elde edebilecek erkeklerin, canının çektiği her kadınla birlikte olmak istemesi çok mu garip acaba? Bunu istememek çok büyük bir olgunluk ister doğrusu. Bütün bu "dünya nimetlerine" karşı kendini soyutlamak çok sağlam bir kişilik ister. Ya da daha farklı sebepleri olmalı (bu sebeplerden birini Dini Bütün Yabancı Futbolcu başlığı altında ileride yazacağım) ki biz hakkında böyle haberler okumayalım. Zor yani.
Buraya kadar her şey doğal. Yani Türkiye'de İstanbul'un üç büyük futbol takımına Anadolu'dan transfer olan bir oyuncu, nasıl gelir gelmez soluğu gece kulüplerinde alıyorsa, kendine yeni bir çevre ediniyorsa, bunun Avrupa'da örneklerini görmek hayli hayli kolay. O zaman Wayne Rooney olayındaki problem nereden kaynaklanıyor?
İşte bu noktada bana kalırsa temel sorun şu ki, bu adamların zorla evlendirilmesi, en azından henüz evlenmeye tam hazır değilken evlenmeleri. Evet zorla evlendirilmesi dedim, çünkü bu adamlar sponsorlarının veya kulüplerinin düzenli bir hayat şartı nedeniyle kendilerini evlenmek zorunda buluyorlar. Sponsorlar, üzerine para yatıracakları adamın skandallarla, bu tarz haberlerle anılmamasını istediğinden, kulüpler de gece hayatına takılıp verimliliği düşmesin diye bu baskıyı yapıyorlar (bir anlamda başına bekçi tutuyorlar yani, hayatını düzen içerisinde tutacak bir kadın). Sonucunda da, sponsorlardan gelecek paraların kaçmasını istemeyen, zengin, ama önüne çıkan her kadını elde edebilecek olmasına rağmen artık bir kadına mahkum edilmiş, zevklerini ve eğlencelerini törpülemek zorunda kalan, ağır sayılabilecek sorumluluklar üstlenmiş profiller ortaya çıkıyor.
Akacak kan damarda durmaz demişler; durmuyor da. Bu büyük özveri isteyen eylemleri gerçekleştirecek olan genç, bir yerde patlak veriyor ve ortalık toz duman oluyor. Biz onları iyi aile babası, tam bir profosyonel, örnek bir sporcu diye nitelerken, onlar ne haltlar karıştırmış olarak çıkıyorlar karşımıza. Arkasından da hem sponsorlardan oluyorsun hem karından. Hem karizman yerle bir oluyor, hem basın tarafından alaşağı ediliyorsun, iş hayatın etkileniyor vs. Bu seferki kurban da Wayne Rooney olmuş işte. Kim olduğunun da önemi yok zaten. Ben bu ortalığa dökülen haberlerin, buzdağının görünen kısmı olduğunu düşünüyorum. İleride de bu örnekleri başka aktörleriyle görmeye devam edeceğiz.
Burada en önemli soru şu: Daha fazla para ama daha büyük sorumluluklar mı, yoksa daha az para ama daha "özgür" bir hayat mı?
Kişiye göre değişir.
Hassas kadın okurlar için dipnot: Yazar kişisi burada aldatmayı veya önüne gelen her kadına el atmayı savunmamış, sadece bir durum tespiti yapmıştır.
En İyi Kadınlar Son Kez İstanbul'da
11 yıl önce
sporcularla ilgili değil sadece , bu bence erkeklerin temel içgüdülerinden kaynaklanıyor. yoksa bunu belirli bir hayat standartını tutturmuş sıradan insanlarda yapıyorlar, ama onlar ünlü olmadıklarından medyaya yansımıyor durumları bu da onların açısından iyi bir şey tabiki :).
YanıtlaSilevet haklısın, yazının ana fikri de "aldatmak erkeğin doğasında var" gibi bir şey zaten. daha az para, daha özgür hayat mottosu daha iyi gibi ;)
YanıtlaSil