21 Şubat 2010 Pazar

Benim Savcım Senin Savcını Döver

Teker teker işgal edilecekti devletin bütün kurumları, çaktırmadan, hissettirmeden. Yıllar önce Erbakan Hoca'ları meşhur, "kanlı mı olacak kansız mı" sorusunu yumurtlayı vermişti. İşte bu gün anlaşılıyor ki, kansız oluyormuş bu devleti ve kurumları ele geçirme işleri; ama kanlı olanından çok daha acılısı, çok daha sancılısı.

Ah be başsavcım, senin haddine mi cemaatleri sorgulamak, senin haddine mi cemaatleri soruşturmak. Bu zamana kadar cemaatlere dokunanların başlarına gelenler sana örnek olmadı mı da, hala onların ensesine yapışıyorsun, devasa gelirlerinin nereden elde edildiğini araştırıyorsun, devleti ele geçirme çabaları içinde olduklarını ifşa ediyorsun? Ergenekon diye dipsiz bir kuyuları var, o kuyuda bütün düşmanlarını topladıklarını anlamadın mı hala? Seni de bu kuyuya atacakları hiç aklına gelmedi mi? Bak işte, dün, bütün hizmet aşkıyla oturmuş çalışma odasında, delillerini tek tek inceleyen bir Türkiye Cumhuriyeti başsavcısı iken, bugün sen de bir ergenekon zanlısı olmak üzeresin. O kuyuya düşmek üzeresin, seni tutmaya çalışanlar var ama onlar da artık eski güçlerinde değiller maalesef, onlar da yoruldu, çaresiz kaldı.


Yarın belki de seni serbest bırakacaklar, bu dakikadan sonra zaten ne önemi var ki? Sen ertesi gün işini tekrar aynı aşkla yapabilecek misin peki? Her bir yeni dosya açışında, aklına bu yaşadıkların gelmeyecek mi? Senin bütün iştahını almayacak mı bu günlerde başına gelenler? Bu zamana kadar üzerinde çalıştığın, iyi kötü bir yerlere geldiğin meslek sana çok büyük bir kazık attı değil mi? Artık yeni, kimsenin deneyemediği, açılması yürek isteyen soruşturmaları başlatabilecek misin? Yoksa sıradan, gündelik işlerini yaparak mı mesleğine devam edeceksin? Senin bu halini gören genç meslektaşların, hangi cesaretle senin izinden gelebilecek? Sen onlar için bir sembol oldun artık, "bak, adam ol, yoksa senin de sonun onun gibi olur" diyecekler senden bahsederlerken. Daha dün işinde gücünde, temiz bir insan, iyi bir savcı; bugün hapishanede bir zanlı, bir sembol, bir kötü örnek.

Bizler arkandayız demenin bir faydası var mı bilmiyorum. Sen tanıyorsun zaten bizleri, biliyorsun. Manevi desteğimizi şu anda o hapishanede yatarken hissediyorsun, biz de bunu biliyoruz. Ama hayat bir kere daha, çaresizliğin ne kadar acı bir şey olduğunu yüzümüze çarpıyor.

Seni düşünürken, başına gelenleri düşünürken... Ah çaresizlik ah!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder