4 Şubat 2010 Perşembe

Meclis Meydan Muharebesi

Asya ülkelerinin meclislerinden alışığızdır böyle görüntülere, aslında kendi meclisimizden de aşinayızdır. Merak etmeyin önemli bir şey yok, her zamankinden: Türban ve din sömürüsü.

Ortalıkta kıpkırmızı bir surat. Mazlum rolünü oynamaya iyi hazırlanmış, bunu da iyi uyguluyor kürsüden. Ama adam mazlum rolünü oynarken bile babalanmaktan geri kalmıyor. Ee serde Kasımpaşalı'lık var.


Aslına bakarsanız din sömürüsünden nemalanmakta birbirlerinden farkı olmayan iki parti, yine aynı mevzu üzerinde tartışmakta. Fakat bu sefer biraz kişisel hakaretler filan da rol oynayınca ortalık karışmış, olaylar kişisel boyuta indirgenmiş. Başbakanları kürsüden bağırırken, bunu fırsat bilen birkaç AKP'li yardakçı hemen MHP sıralarına doğru yürümeye başlıyor; başbakanlarının fedaisi olacaklar ya. Bu fırsat bir daha ele geçer mi? Hem de bütün milletin önünde, daha da önemlisi canlı canlı başbakanlarının önünde!

Devlet Bahçeli sabrı bu anlarda yine ön planda. Olayları sadece yerinde oturarak ve dinleyerek takip ediyor. Ama diğer MHP'liler için bunu söylemek çok zor. Üzerlerine yürüyen AKP milletvekillerini de görünce, onlar da çektiler kılıçlarını tabi.

Kavga anının ayrıntılarına girmeyeceğim, herkes tarafından biliniyor zaten. Kırılan gözlükler ve parmaklar, havada uçuşan yumruklar, meclisten hastaneye kaldırılan milletvekilleri, onları ziyarete giden milletvekili arkadaşları vs. Bir yığın şamata yani.


Peki milletvekillerinin neredeyse uğrunda canlarını verecekleri bu mevzu, halkın ne kadar gündeminde?

Bu olay aslında halkın gündemiyle meclisin gündeminin birbirinden ne kadar bağımsız olduğunu görebilmek için çok iyi bir örnektir. Hiçbir zaman memur maaşları için böyle ateşli tartışmalar gördünüz mü, ya da asgari ücret için, ya da bitmek bilmez zamlar için? Dışarıdan bakınca hepsi sanki bir oyun gibi geliyor değil mi? Millet bambaşka alemde, vekilleri bambaşka.

Bir parantez de Recep Tayyip Erdoğan için açalım. Bir kavga gördüğünüzde siz ne yaparsınız? En azından şöyle bir ayırmaya çalışırsınız değil mi, hele de o ortamda yetkili birisiyseniz. Beyefendi, kendi açıklamalarının da ortam hazırladığı kavga çıktığında, bırakın ayırmayı, izleme tenezzülü bile göstermemiştir, aksine ortalıktan kaybolmayı tercih etmiştir. Hem de edeceği iki sözle fedailerini durdurabilecek konumdayken. Ee, nerde kaldı delikanlılık, nerde kaldı Kasımpaşalı'lık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder