2 Şubat 2010 Salı

Erman Toroğlu'nun Kovulması Üzerine


Evet belki de yapılması gerekliydi, belki geç bile kalındı ama, bu şekilde olması doğru oldu mu?

Hayatta çok şanslı olduğunu düşündüğüm insanlardan birisidir Erman Toroğlu. Sadece eski bir futbolcu ve hakem olma özelliğini kullanarak, envai çeşit işler yapıyor, halk arasında itibar edilen bir isim olarak anılıyor ve de bu durumundan da yığınla para kazanıyordu. Kendisini hiçbir şekilde yenilemesine gerek yoktu, üslubu kabul görmüştü bir kere insanlar tarafından. Nasıl olmuştu, nerede olmuştu bilmiyorum ama, bir şekilde futbol denilince akla ilk gelen insanlardan biri olmuştu artık Erman Toroğlu.

Şansal Büyüka ile birlikte yaptıkları Maraton programı, ligin canlı yayın hakkı hangi kanaldaysa, orada yayınlanıyordu. Ama bana kalırsa bu programın popülaritesi sadece yayın haklarına sahip olmasından kaynaklanmıyordu. Kendisine has bir kitlesi oluşmuştu artık Maraton'un. Aynı zamanda da, "akşam televizyonda Erman Hoca söyleyecek doğrusunu" cümlesi de futbolcuların ağzına sakız olmuştu artık en ufak bir tartışmalı pozisyon olduğunda. Başlı başına bir fenomendi yani Maraton programı.

Alayına kahve muhabbeti dönüyordu Maraton'da. Pastırma muhabbetinden karı-koca geyiklerine, küfürlü tezahüratlardan el kol hareketlerine kadar ne varsa. Bu muhabbetleri samimi bulanlar için bir nimetti Maraton. Peki ya futbolun güzelliklerini görmek isteyen, maçların derinlemesine analizini izlemek isteyen, maç biter bitmez NTV'de Rıdvan Dilmen'e dönen kitle ne olacaktı?

İşte bu noktada kovulma haberini ve arkasından yapılan açıklamaları ilk duyduğumda, Lig TV'de bir zihniyet değişikliği mi yaşanıyor yoksa diye düşünmedim değil. Yoksa radikal bir karar alınarak, maç bitiminde hemen NTV'ye dönen kitle mi kazanılmaya çalışılacaktı? Ancak gün geçtikçe işin rengi belli oluyor, bu kovulma olayının isteyerek yapılan bir hareket değil, yukarılardan gelen bir dayatmayla olduğu netleşiyordu.

Yeri geldiği zaman herkese sallayan Erman (bu konuda hakkını vermemiz lazım), bunun bedelini elbette bir gün ödeyecekti. Anlaşılan o ki, Aziz Yıldırım artık bu sallamalara dur deme gereğini hissetmiş ve de bunu yapmıştı. Bu noktadan sonra Lig TV yönetimine düşen Erman'a yol vermekti.

Eğer ki bu yaşananlar, geyik muhabbetinden sıkılan ve Lig TV'yi maç yayınları dışında izlemeyen kitle için yapılsaydı, çok yerinde bir hareket olurdu. Yeni dönem için umut beslememize yol açabilirdi Lig TV açısından. Fakat bir dayatmayla yapılması, bana kalırsa kimseye bir hayır getirmez. Eğer Aziz Yıldırım'ı, futbol dünyasının Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul edecekseniz, buyrun yolunuz açık olsun. Ama unutmayın ki, tavizi bir kere verirseniz, bir daha arkasını kolay kolay toplayamazsınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder