17 Ekim 2010 Pazar

Kelimeler Kifayetsiz Kaldı


Belki binlerce kişi değildik, ama o pencerenin karşısındaki kaldırımı doldurabilecek kadar vardık.


Belki medyada çok ses getirmedik, ama amacımız zaten ses getirmek değil, içimizdeki amatör ruhun bu dönemde bile bazı şeyleri yapabildiğini kanıtlamaktı; başardık da.


Belki Münir Özkul'u tam göremedik, ama onun gönlünün aşağıdaki kaldırımda bizimle olduğunu hissettik, kızının ve eşinin gözyaşlarından bize gönderdiği selamı aldık; çok mutlu olduk.


Evet, bugün boyun borcunu ödedik, vicdanımızı rahatlattık, belki de daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yaptık. Bu yüzdendi herhalde etraftaki insanların hafif şaşkınlıkla bizi alkışlaması, hatta ileri gidip bize katılması.


Hiçbir çıkarı olmayan insanlar, güzel cumartesi günlerinden bir-iki saatlerini ayırıp Cihangir'e geldi. Kimler yoktu ki bu insanlar arasında. Osman Cavcı'dan (nam-ı diğer Zampara Seyfettin) Vedat Özdemiroğlu'na, Mehmet Esen'den Ferdi Atuner'e kadar, hatta Ece Erken'den Nez'e kadar (bunların ne işi vardı la burda) geniş bir yelpazeden insanlar tek bir amaç için toplanmıştı. Münir Özkul ismi aklına gelince içinde bir sıcaklık hisseden, kendini yaşayan efsaneye karşı bir şeyler yapmak zorunda hisseden, en önemlisi de bunu durup durmadık yere yapmak isteyen onlarca kişi geldi, toplandı, yürüdü, alkışladı, slogan attı ve gitti. Hepsi buydu. Hepsi buydu bu olmasına ama, herkes için eminim ki unutulmaz bir gündü. İyi ki olmuş.

Günün İmzası

Bloglar her ne kadar kişisel kullanım alanları olsalar da, kişisel bilgi veya fotoğrafların pek kullanıldığı alanlar değillerdir. Bu sayfalarda da herhangi kişisel bir nesneye yer vermedim daha önce. Fakat bu seferki farklı, hem de benim için çok farklı, tesadüflerin en güzeli. Üstelik bugünkü buluşmanın da dolaylı olarak etkisi var üzerinde. Bu nedenle burada değinmek istedim.

Münir Özkul ziyareti için Cihangir Parkı'nda buluşuldu ve efsanenin evine doğru yürünmeye başlandı. Fakat ben geç kalan arkadaşımı beklemek için parkın oralarda bir müddet daha bekledim. Yürüyüşü yapan grup kopup gitmişti ama biz onlara arkadan yetişecektik. Arkadaşımı beklerken, hemen iki-üç metre önümde, sırtında çantasıyla, önüne bakarak kendi halinde yürüyen bir adam gördüm. Etrafla pek alakası olmadan sessizce kendi yolunda gidiyordu; belki evine, belki işine. Fakat biraz dikkatli bakınca anladım ki bu adam, yaptığı filmlerle, özellikle de yaptığı "Uzak" filmi ile benim sinemaya bakış açımı tümden değiştiren, diğer filmleri ile de bunun üzerine kat çıkan, sinemaya aşırı derecede ilgi duymamı sağlayan, sokakta bu şekilde tesadüfen görünce tepki verebileceğim dört-beş kişiden birisiydi. Bu adam Nuri Bilge Ceylan'dı.

Önce başı önünde kendi halinde yürüyen bu adamı rahatsız etmek istemedim. Salak salak kızların pop şarkıcılarına yaptığı şekilde bir yol kesme eylemi yapmak uygun gelmedi ama, dediğim gibi, bu hareketi yapabileceğim dört-beş kişiden birisiydi Nuri Bilge ve ben de en azından bir tepki verme gereksinimi duydum. Onun öylece önümden geçip gitmesine sessiz kalamazdım. Sonunda gittim yanına ve o da sağolsun beni gittiğime pişman etmedi. Sohbetimizi ettik, fotoğrafımızı çektirdik.


Benim için ne uğurlu bir günmüş ki bu böyle, Yaşar Usta'yı ziyarete gitmek için beklerken, hemen önümde benim için bir başka çok önemli isime rastlıyorum. Vay anam vay! Bi' daha da böyle bir gün gelir mi bilmem. Biraz zor...

Not: Yaşayan efsaneye yapılan ziyaretin haber görüntülerine buradan ulaşabilirsiniz.

3 yorum:

  1. yaşamı çekilir kılan bu tatlı tesadüfler sanırım. yoksa nefes aldığını dahi unutuyor insan bu şehrin çamuruna bulanmış yaşamaya çalışırken. debelenirken daha doğrusu kurtulmak için çamurdan. bu tatlı tesadüfler olmasa, "yaşadığını" dahi unutur insan. ben de bir tesadüf bekliyorum uzun zamandır, bu yazıcık biraz olsun umut oldu bana, sabah olmak üzereyken ve dertlerim boyumu aşmışken. çamura bulanmışken yani boğazıma kadar. bi tesadüf de ben istiyorum!

    YanıtlaSil
  2. tesadüf istenmez, tesadüf umut edilmez, hatta akla bile getirilmez. hiç düşünmezken gerçekleştiği için güzeldir zaten, sen de şimdilik unut gitsin ;)

    YanıtlaSil